19 Şubat 2008 Salı

çok kadın hiç kadındır, yalnızlıktır sonu (mu) ?

bastırılmış libidinal enerji kaynaklı gerginlik, mastürbasyonun sadece kısa vadede derman olabildiği sıkıntı halidir.
orta/uzun vadeli kalıcı çözüm, düzenli ve doyurucu seks hayatıdır (cinsel hayat kavramını bilhassa kullanmıyorum; çünkü bunun içine mastürbasyon vs de giriyor. direkt seksten bahsediyorum ben)

bedenlerimizde mevcut cinsel uzuvların işlevleri (yani kullanım amacı ve esasları) belliyken, o uzuvları uzun süreler boyunca "doğasında olmayan" şekilde idare etmekle de alakalı bir gerginliktir bu.
üstelik bunda da bastırılmışlık vardır; ruh ve beden bas bas "aşk" diye, "seks" diye, "sevgili" diye bağırırken yavaşça tuvalete veya yatak odasına süzülüp asılmak yahut sürtmek; şüphesiz ki aç bir ruh-bedenin ağzına yalancı meme tıkıştırmaya benzer. doğa bunu kodlamamıştır bedenimize; mastürbasyon yapılsa dahi orta ve uzun vadede oluşan stresin sebebi budur...

üstelik zannedildiği gibi sadece kadınlara has bir gerginlik de değildir bu... tıpkı kadınlar gibi, erkeklerin de çok büyük kısmında mevcuttur. kadınlardaki etkileri sık sık karikatürize edildiği için kolay anlaşılır,
ama biraz dikkatli bakılırsa erkeklerdeki de fena fena "buradayım" diye bağırmaktadır aslında...

beline çift tabanca takıp gezen sözde mafyacıklar, çocuğunu döven karısını aşağılayan sözde aile babaları, geçimsiz ve huysuz şefler-müdürler-patronlar, tuttuğu futbol takımını deliler gibi tutan fanatizeler, sabah akşam skor kovalayan-hayatını bunun üzerine kurmuş sözde delikanlılar-yerine göre koca koca adamlar...
erkekler de fena halde gergin yani aslında...
bu yüzden barut gibi geziyorlar. bu yüzden dünya bu kadar şiddet dolu bi yer.

içlerinde kösneyip duran, onları gergin yapan libidinal enerji yüzünden...

...

tuhaf bir yapı aslında; erkek egemen toplumumuzda, ona yüklenen ve adına çapkınlık denen sözde değeri seve seve kabul eder ömrünün en başından itibaren erkek nesli... bunun çok kadınla birlikte olmak; ona vurmak, bunu götürmek olduğu sanrısıyla geçirir ilk yıllarını bi heves...
bu dönem sonunda evlense de evlenmese de, orta yaşlara meylettikçe "farklı" hissetmeye başlar...

evliyse kusuru evliliğe, karısının şusuna busuna, dışarıdakilerin cazibesine, "e kendinin de sonuçta bir erkek" olmasına filan verir.
bekarsa bu hızlı bekar hayatının onu yorduğunu düşünüp uzun vadeli bi ilişki bakınmaya başlar etrafta...

bu seyri yaşlılığa kadar getirmeme gerek yok; bigün bi barda yanındakine "cok kadin hic kadindir oglum yalnizliktir sonu" diyecektir bu adamların hepsi...
çünkü güzel yurdumda erkeğe neredeyse bir baskı unsuru kıvamında empoze edilen çapkınlık keyfini (erkek egosu) hep yanlış yerde, yanlış şekilde aramışlardır...

çapkınlık denen şeyin bir keyfi, erkek egosunu hissetmenin bir yolu varsa, bu ancak seksin niteliğinde parıldar; niceliğinde değil...

yani başka bir deyişle bir adamın kendini gerçekten sapına kadar erkek hissedebilmesi için tek yol, sevdiği kadına yatakta kadın gibi hissettirebilmesidir...

velakin erkeklerin çok büyük bir kısmı; o "erkeklik" duyuşunu nicelikte aradıkları için, niteliksel derinliğin gerekliliğini görmezler, bu konuya dikkatlerini çekecek ve onlara öğretecek büyükleri yoktur çoğunlukla etraflarında. mevcut büyükler de skordan, santimden, gidilen posta sayısından filan dem vurur. onlar da bir kadına kadın olduğunu hissettirmenin yaşatacağı hazzı hiç tatmamışlardır çünkü...

...

kadınlığını yaşayamamış kadın gergindir.
bunun evlenip evlenmemekle, çocuk doğurup doğurmamakla filan bir ilgisi yoktur. yaşanmamış kadınlık; her daim huysuz teyzeler, gıcık anneanneler, çeçeron babaneler, manyak halalar, dengesiz anneler olarak dönüp götümüze girmektedir dikkat ederseniz;

kimseye kadınlığını yaşatamamış erkek de gergindir;
bunun yattığı kadın sayısıyla, peşinde koşturduğu kadınlarla, gecede kaç posta gittiğiyle, hatta ne kadar geç boşaldığıyla bile ilgisi yoktur. işte bu yüzden mutlaka ileri yaşlarda "çok kadın hiç kadındır" moduna girer.
çünkü o zamana kadar hayatına hiçbir "kadın" girmediği gibi; hayatından çıkanların da hiçbiri "gerçek bir kadın" olarak çıkmamıştır. bunun aczi ve ağırlığı çöker insanın üstüne.
doğa bedenine bir ödev kodlamıştır ve erkek onu becerememiştir; hissettiği budur...

böyle bir erkek şiddete meyillidir. bunalıma, depresyona, fanatizme, alkolizme, şuizme buizme meyillidir; aslında herşeyin en aşırısına meyillidir.
dünya tarihindeki en büyük diktatörlerin, faşistlerin, sömürgeci devlet idarecilerinin, yakın dönemdeki vahşi kapitalist "efendi"lerin büyük çoğunluğu böyledir. o bitmek tükenmek bilmez hırsını ateşleyen ve altını besleyen şey böyle kapkara bir libidodur genelde. içeride durdukça kirlenir; durdukça zehir saçar, durdukça şiddet ve çirkinlik saçar dünyaya...

dikkat edin; eşini gerçekten "kadın" kılan adamlar ise huzurlu, sakin, barışçıl ve babacan tiplerdir. onlar zaten kadınlarıyla sevişirken gerçek bir erkek gibi hisseder, o egoyu orada; -güzel ve yapıcı olduğu yerde- yaşayıp dışarıya taşımazlar.

severek seviştiği, kendisiyle severek sevişen bir kadınla düzenli ve sağlıklı bir cinsel hayatı olan hiçbir adamın bir maç seyrederken ağzından köpükler saçarak küfrettiğini, alkolizme ve bunalıma meylettiğini, iş hayatında çok hırslı olup birilerinin ensesine basa basa yükselmeye çalıştığını, zarar verebileceği herşeye mal bulmus magribi gibi saldırdığını göremezsiniz.

...

bastırılmış libidinal enerji insanı gerer. hem de gerim gerim gerer.
kadınlar mastürbasyonla ve (erkeğe iyilik ettikleri sanrısıyla) orgazm taklidi yaparak bastırır,
erkekler mastürbasyonla ve bi gecede 5 posta gitmenin yada içeride yarım saat kalmanın filan orgazma "heralde" yeteceği konusunda kendilerini kandırarak...

öyle boktan bişeydir ki bu libidinal enerji denen ömür törpüsü,
sırf ruhla atılmaz,
sırf etle hiç atılmaz;
atılmadı mı da böyle bok götürür işte dünyayı... koskoca bir insan neslini pornografiye dolar, şiddete boğar bu bok...
aynı yıkıcı enerjiden feyz alır bazı liderlerin devlet politikası haline getirdikleri sömürgecilik, faşizanlık filan...

...

kadınla erkek bi yatakta
aşkla, tutkuyla, tabusuzca sevişirken,
libido ruhun ve etin birlikteliğiyle süzülüverirse usulca aralarından...
işte o anda arkasında bıraktığı, terkettiği varlıklar gerçek insandır artık...

esas cinsel devrim budur.
ve dünyayı efendisizleştirebilecek yegane şeydir bu...

Hiç yorum yok:

.


View My Stats