21 Şubat 2008 Perşembe

kadın cinselliğinin bilirkişisi: shere hite

Sorma yürekliliğini gösteren kadın: Shere Hite

Kadın orgazmı konusunda ilk kez cesur sorular sorarak gerçeği araştıran
ve ortalığı karıştıran Hite, bugün nereye gelindiğini anlatıyor....

O dillere destan Hite raporunda klitorisin bir düğmeden
büyük olduğunu ortaya koyan kendisi olduğuna göre, Shere Hite bu
soruların yanıtlarını biliyor olmalı. Hite'a göre, cinsellik yalnızca elektrik yüklü dürtülerin ya da kimyasal salgıların ölçülmesinden çok daha kapsamlı bir şey.
Gelgelelim, cinsellikle ilgili araştırmalar kabataslak ölçümler ya da daha nitelikli bir Viagra üretme çabalarını içermiyorsa, o zaman neyin nesi? Liz Else işte bunu merak
ediyordu.

- Klitorisin ders kitaplarında belirtilenden iki üç kat daha büyük
olduğunu ilk kez kanıtlamaya çalışan siz değil miydiniz?


- Olabilir. Klitoris, sandığımız gibi, yalnızca vulvanın önünde minik
bir düğme olmakla kalmayıp, tıpkı penisteki gibi kan damarlarıyla
destekleniyor ve sertleşme
sürecinde kan nasıl penise akın ediyorsa, kadınlarda da orgazm sırasında
bu damarlar şişiyor.

- Yani bu ders kitaplarının yanlış oldukları anlamına mı geliyor?

- Kesinlikle. Anatomi ve cinsellikle ilgili kitapların hemen hemen tümü
yeni baştan yazılmalı.

- Klitorisi parçalarına ayıran da siz değil miydiniz?

- Evet, 1981 yılında. Kitabım için resimlere gereksinimim vardı ve
eldeki çizimler son derece yüzeysel, her türlü ayrıntıdan yoksun, çirkin
çizimlerdi. Çizimleri
gerçekleştiren, aynı zamanda da hemşire olan sanatçıdan daha ayrıntılı
çizimler istedim. Bunun üzerine kadavraların olduğu bir yere gitti.
Sanırım parçalara ayırma
işlemini bir tıp öğrencisi üstlenmiş, ona da izlemesi ve bu arada
çizmesi için izin vermişti.

- Daha önce başka birilerinin bu konuda herhangi bir bilgisi var mıydı?

- Fransızlar bunu 1890'lardan beri biliyorlardı.

- Neden kimsenin bundan haberi olmadı? Yoksa Freud bunu kabul etmek ya
da bilmek mi istemedi?

- Güzel bir soru. Bunun Freud'un almış olduğu Alman tıp eğitiminden
kaynaklanıp kaynaklanmadığını bilemiyorum. Kız kardeşimin arkadaşı 10
yıl boyunca
Almanya'da hemşirelik eğitimi gördü ve onun ders kitaplarında penis
çizimlerine yer verilmekle birlikte, kadının cinsel organlarından eser
yoktu. Kısacası, Freud çok
daha bilimsel olabilirdi, daha yoğun bir çaba gösterebilirdi.

- Klitorisle ilgili buluştan henüz habersiz olan kadınların sayısı çok
mu?


- Kadın dergilerinde bu konuya değinildiğine pek rastlamadım. Demek
istediğim, erkekler bu gerçeği kabul etmeyecek denli aptal değiller, en
azından öyle olduğunu
umuyorum. Acaba erkek editörleri gerçekten korkutan bir şey mi var?

- Sizin gibi köktendinci Hıristiyan geçmişi olan biri nasıl oldu da
70'lerde cinsellikle ilgili araştırmalara bulaştı?


- New York City'de feminist bir gruba katılmıştım ve aramızda bu tür
konuları tartışıyorduk. Ancak hepimiz son derece çekingen davranıyorduk.
Öteki kadınlar gibi,
biz de cinselliğin uluorta dile getirilmemesi gerektiği yönünde
yetiştirilmiştik. Benim aile çevremde mastürbasyon ve benzeri konular
üzerinde hiç konuşulmazdı.
1972'de bir toplantı sırasında anket yapmak, veri toplamak ve bu konuda
bir rapor hazırlamak üzere gönüllü oldum. Söz konusu araştırmanın
sonucunda 1976'da
"Kadın Cinselliği Üzerine Hite Raporu" ortaya çıktı.

- Kadın cinselliği konusunda öğrenmek istediğiniz tam olarak neydi?

- Kadınların cinsel ilişkiyle orgazma ulaşmaları gerektiği kanısı vardı.
Bir yığın erkek hippie ve onların Playboy Kulübü'ndeki özdeşleri hâlâ
cinsel ilişki sırasında kadınların doyuma ulaşmalarının püf noktasının erkeklerin hemen
boşalmamaları ve her ne demekse, "duyarlı" davranmaları olduğunu
düşünüyorlardı. Cinsellik üzerine araştırmalar yapan William Masters ve Virginia Johnson 1970'de yayınladıkları "Human Sexual Inadequacy = İnsanlarda Cinsel Yetersizlik"
başlıklı kitapta, kadınlarda orgazmın klitoristen kaynaklandığını dile getirirlerken, bir
yandan da onun orgazmın yalnızca bedenin dışında kalan bir bölümü
olduğuna dikkat çektiler.
Masters ve Johnson orgazmların klitorisin uyarılması sonucu meydana
geldiğini öne sürerlerken, bir yandan da söz konusu uyarılmanın cinsel
birleşme sırasında kendiliğinden meydana geldiğini, ellerin bu işe karıştırılmaması
gerektiğini savunuyorlardı. Oysa ben işin püf noktasının mastürbasyon
yoluyla kadının nasıl orgazma ulaşabileceğinin keşfedilmesi olduğu
na inanıyordum. Böylesi bir davranış, özellikle de kız çocuklara, hemen hemen hiçbir zaman
öğretilmediğinden, bir başka deyişle, "edinilen bir darvanış biçemi" olmadığından, orgazma yol açan en etkili uyarılma biçimi olduğunun doğrudan bir kanıtı sayılabilirdi. Çoğunluğun
böyle bir yola başvurduğuna inanılmasa da, genç kız ve kadınların kendi kendilerine
doyuma ulaştıkları "herkesçe bilinen bir şeydi."

- Cinselliği nasıl araştırıyorsunuz? Bu konuyu gerçekten de bir
uzaybilimcinin gezegenlerin devinimini izlediği gibi araştırmanız
olanaksız.


- Cinsellik konusunda önde gelen bir başka araştırmacı olan Alfred
Kinsey
insanlarla yüz yüze konuşup sorular sorardı. Öte yandan Masters
ve Johnson E.E.G. ya da özel kameralar gibi elektronik aygıtlar aracılığıyla kadının cinsel
organlarını doğrudan gözlemlemeye çalıştılar. Masters ve Johnson'un
öğrencilerinden Mary Jane Sherfey ise kadında orgazmın kanla dolu damarlardan oluşan ve orgazmın doruk noktasına ulaştıktan sonra kasılmalarla yok olan geniş bir ağ
sayesinde meydana geldiğine inanıyordu. Bu konuda, özellikle de orgazmın doruk noktasında
cinsel organların iç kesiminin anatomisi konusunda bugün bile elimizde çok ayrıntılı bir bilgi
olduğu söylenemez.

- Ya Avustralyalıların araştırmaları?

- Evet, Royal Melbourne Hastanesi üroloji uzmanı Helen O'Connell
tarafından kısa bir süre önce gerçekleştirilen olağanüstü bir çalışma
Sherfey'nin kuramını
doğruladı ve onu daha da geliştirdi. Ben ise onlara bir dizi sorular
sorarak kadınların ne zaman orgazma ulaştıklarını bulmaya çalıştım.
Kişiye özel davranışları ve
orgazmı etkili bir biçimde inceleyebilmek için yepyeni yöntemler bulmak
zorundaydım.

- Kadınlara nasıl mastürbasyon yapıyorsunuz türü sorular sorup onlardan
dürüst bir yanıt beklemek oldukça zor olsa gerek?


- Deneklerin kimliklerinin kesinlikle gizli tutulduğu çok özel bir
anketten yararlandım. Bu ankette deneklerden, belli yanıtlardan birini
seçme yerine, açıklamalı yanıtlar
vermelerini istedim. Yanıtlardan birinin seçilmesi değerlendirme ve
çözümleme açısından çok daha kolaydı. Ne var ki, kadın cinselliği
konusunda elimizdeki bilgilerin
son derece az olduğu göz önünde tutulduğunda, tepkilerin önceden
belirlenen kalıplara sokulması elde edeceğim verileri kısıtlayabilirdi.

- Yazılı yanıtlara dayalı bir araştırmanın yeterince nesnel olacağından
nasıl emin olabiliyorsunuz?


- Benim uyguladığım anket türü genellikle "öznel" olarak
nitelendirilmektedir ve gerçekten de öyledir. Ne var ki, orgazmla ilgili
olarak sorulan sorular genelde yalnızca
fiziksel olayları içerdiğinden, yanıtları da oldukça açık ve kesindir.
Bu da yanıtlardan belli bir değerlendirmeye gitmeyi bir ölçüde
kolaylaştırmaktadır. Söz gelimi
onlara, "En çok ne zaman orgazmı yaşıyorsunuz?" diye sorduğumda, bunu
kimi kadınlar, "Bedenime dokunduğum zaman," kimi, "Cinsel organımı
öptüğünde
," ya da,
"Bana oral seks uyguladığında," diye yanıtlayabilirler. Bu ayrıntılı
yanıtlar bir araya getirilerek belli bir sonuca ulaşılabilir. Kadınların
üçte biri cinsel birleşmeyi düzenli
orgazma ulaştıkları an olarak belirttiler. Daha kolay ve düzenli olarak
orgazma ulaşan üçte ikisi ise, orgazm için el ya da ağız gibi daha doğrudan dış bir uyarıya
gereksinim duyduklarını dile getirdiler.

- Yöntemlerinizin yeterince bilimsel olmadığını öne sürenlere ne
diyorsunuz?


- Yöntemlerim kimilerince tartışmalı ve kuşku götürür biçiminde
nitelendiriliyor. Gelgelelim, toplum bilimleri araştırmaları yöntembilim
uzmanları benim yöntemlerime
bu alanda gerçekleştirilmiş bir ilerleme gözüyle bakıyorlar. Bugün
benzer dallarda araştırma yapan oldukça çok sayıda bilim adamı benim
yöntemlerimden
yararlanıyor. Yöntemlerime kuşkuyla bakanlar toplumsal bilimlerle ilgili
bir savın ortaya atılması ve kanıtlanmasının son derece güç bir şey
olduğunu kabul etmek
zorundalar. Ama ben çok kez başarılı oldum. Örneğin, 80'lerde "Kadın ve
Aşk: Yükselişe Geçen Kültürel Bir Devrim
" araştırmamı gerçekleştirdiğim
sırada, araştırma sonuçları boşanma isteğinin genellikle kadından geldiğini ortaya
koyuyordu. Bu durum daha önceleri yaygın olan, erkeklerin kadınları
başlarından atmak için boşanma yoluna gittikleri savını yerle bir ediyordu. Üç yıl sonra hem İngiliz hem Amerikan hükümeti kendi istatistiklerini ilk kez yayınladıklarında
durum benim bulgularımı aynen yansıtmaktaydı.

- Araştırmanız sizce kadınlara ne gibi bir katkıda bulundu?

- Özgüven açısından ele alırsak, kadınlar artık kendilerinde bir terslik
olduğu duygusuna kapılmıyorlar. Sapasağlam olduklarını, tersliğin
toplumdaki sakatlıklardan kaynaklandığını düşünüyorlar. Bence kadın-erkek ilişkileri de artık
eskisinden iyi gidiyor.

- Ya erkekler?

- Erkekler de iki saat boyunca sertleşme durumunda kalma baskısından
kurtulup rahatlamaya başladılar. Onlardan epey mektup aldım. Bunlardan
bir tanesi altmış yaşlarında bir erkekten geldi. Mektubunda eşinin orgazma ulaşması için
tek yolun elle uyarma olduğunu 20 yıl önce keşfettiklerini ve zamanla bu
soruna birlikte çözüm getirdiklerini dile getiriyordu. Ama bu arada kendi cinsel organında bir
terslik olduğu duygusuna da kapılmıştı. Mektubunda, "Teşekkürler, sonsuz
teşekkürler. Artık kendimde bir sorun olduğu duygusundan da kurtuldum
," diyordu. "Erkekler
ve Erkek Cinselliği üzerine Hite Raporu
"nda vardığım en önemli
sonuçlardan bir tanesi, erkeklerin çoğunun, tutkuyla sevdikleri kadınla evlenmedikleri, bununla
da kalmayıp bu durumdan onur da duyduklarıydı. Yaşamlarına kendi
elleriyle yön vermek istedikleri için bunun yerinde bir seçim olduğunu dile getiriyorlardı.
Dahası, bir kadına tutkuyla bağlı iseler ve kadın da aynı tutkuyla yanıt
veriyorsa evlenmenin hiç de sırası olmadığını düşünüyorlardı. Bedensel tutkunun gerçek sevgi
olabileceğine inanmıyorlardı.

- O halde, İnternet'te porno ve cinsellik üzerine yazılarla dolup taşan
kadın dergileriyle, cinsellik ve aşk arasındaki sınır günümüzde de geçerli. Araştırmanız başarısızlıkla mı sonuçlandı?


- Hayır, ne kadar yol aldığımıza bir baksanıza. Gelgelelim, daha epey
yol almamız gerektiğini de kabul ediyorum. İnternet'te eski moda bir
yığın porno sitesi var ve çoğu erkekler tarafından yoğun ilgi görüyor. Ama ben bunun kısmen
erkeklere nelerden hoşlanmaları gerektiğini anlatan toplumsal modelleri
yansıttıklarına, kısmen de bir seçenek yoksunluğunun göstergesi olduğuna inanıyorum. Toplumumuzun
"cinsellik" ve "tensellik" ile ilgili görüşleri öylesine yaygın ve cinsel birleşmeye öylesine
odaklanmış ki, çoğu kişinin günümüzde bile daha farklı düşünebilmesi çok
güç.

- Bilim ve cinsellik arasındaki ilişki konusunda ne düşünüyorsunuz?

- Günümüzde, cinsel davranış biçemi de dahil, insana özgü tüm davranış
biçemlerinin kavranmasında çok daha dirimsel bir yaklaşıma ağırlık
veriliyor. Bu yaklaşımda
toplumsal sistemler ve inanışların davranışlar üzerindeki etkisini
yadsıyacak denli aşırılığa kaçıldı. Bu da, bir olasılıkla, bilimin
nitelikselden uzaklaşıp niceliksele ağırlık
verildikçe "daha az tartışmalı" olduğu görüşünden kaynaklanıyor.
İnsanoğluyla ilgili araştırmalar, uygun olsun ya da olmasın, "katı
bilimlere" özgü yöntemlere ağırlık
verildiği oranda saygınlık kazanıyor.

- Günlük yaşamımızda, bilimsel eğitimden geçmiş sağlık uzmanları mı,
insanların cinsel sorunlarına çözüm getiriyor?


- Biri bir kadın-doğum ya da üroloji uzmanına bir soru soracak olsa, bu
uzmanlar dürüstçe, "Bu soruyu yanıtlayabilecek kişi ben değilim, size
yardımcı olabilecek birinin kartını verebilirim
," demek yerine, konuyu değiştiriveriyorlar.
Amerikalılar aşırı erdemlilik taslamakla suçlanırlar, ancak İngiliz tıp
tarihine ve onun cinsellikle olan
ilişkisine bir göz atacak olursanız İngilizlerin erdemlilik tasladıkları
izlenimine kapılmanız işten değildir. AIDS bunalımından sonra,
öğretmenler ve başkaları, penismiş,
sokmakmış gibi şeylerden söz eder oldular, çünkü HIV virüsünün
bulaşmasına neden olan yollardan en kolay olanı penisin makattan
sokulmasıydı. Yine de, halkın büyük bir çoğunluğunun bu tür konular konuşulduğunda bugün bile kızarıp bozardıklarını sanıyorum. Günümüzde genç eşcinsel erkekler İnternet'ten
aldıkları bilgiler sayesinde kadınlardan bir bakıma daha iyi durumdalar.

- Sizin dalda çalışanların sayısı, artık daha mı çok?

- Bugün de bir avuç insanız. Ayrıca, cinsellikle ilgili araştırmalar
yapanların büyük bir bölümü Viagra gibi apolitik alanlara el atmış
durumda. Benim araştırmam bu
açıdan farklı, çünkü politika içeriyor. Keşke daha çok araştırma
politika içerseydi. Çünkü, salt daha iyi bir sertleşme sağlamaya yönelik
çalışmalar büyük bir kaynak
ve enerji yitiminden başka bir şey değil.

- Araştırmalarınıza fon sağlamak kolay oluyor mu?

- Kalem oynattığınız konu cinsellik olunca insanlar size olukla para
akıtıldığı izlenimine kapılıyorlar. Oysa ki durum hiç de öyle değil.
Araştırmaya gereken parayı sağlamak için bir yığın yatırım yapmak zorunda kaldım. Her kitap için beş yıl boyunca yığınla geniş kapsamlı araştırmalar yapmanın bedelinin
ne olduğunu akademik çevrelerin çok iyi bildiklerini sanıyorum. Öyle ki, araştırmalar benim
açımdan idealist bir çalışma oldu. Dileğim, en azından bunun böyle olduğunun bilinmesi.

- Kadınlar bugün de orgazma ulaşmış gibi mi davranıyorlar?

- İngiliz kadınların bir kısmı yalnızca uyarılmış olsalar da, eşlerine
orgazmı yaşadıkları izlenimini vermeyi yeğliyorlar. Kadın dergilerine
editörlük yapan Japonlar tanımıştım. Batılı kadınların da orgazma ulaşmış gibi yaptıklarını
duyunca gözleri yuvalarından fırlamıştı, çünkü böylesi bir davranışın yalnızca kendi
toplumlarına özgü bir nezaket belirtisi olduğunu sanıyorlardı.

Rita Urga n . New Scientist 10 Haziran 2000

Hiç yorum yok:

.


View My Stats